12.10.2016

Allah Yakındır

Esselamu aleykum arkadaşlar,
Bugün çok sevdiğim bir filmden bahsedeceğim size. 2006 yılında çekilmiş, İran yapımı bir film. Oldukça derin anlam içermekle birlikte, mistik bir hava içinde çekilmiş bir film. Filmde bize sunulan şey; mecazi aşktan ilahi Aşk'a geçiş yolculuğudur. Film genel olarak dini yollardan yapılmış ve ayrıca edebi şiirlerle de süslenmiş.


 Ana karakterimizin adı Rıza ve filmin hikayesi onun başından geçmektedir. Rıza oldukça saf, temiz kalpli bir gençtir. Annesi ile yaşamakta ve motorsikletle taksicilik yaparak geçiniyor. Bu sırada köylerine yeni bir öğretmen gelir. O da motorsikleti ile öğretmeni gideceği okula bırakır. Daha sonra sürekli olarak 
öğretmeni evinden köy okuluna Rıza götürüp  getirmeye başlar. Bu böyle devam ederken Rıza öğretmene aşık olur. Öyle bir aşkı Rıza yemeden, içmeden kesilir ve iyice aşkından deliye dönmeye başlar. Fakat öğretmen hanım bunun farkında değildir. Ayrıca öğretmen bayanın aniden evlenmesiyle Rıza iyice deliye döner. Hayat onun için anlamsızlaşır. Rıza için kahredici gibi görünen bu olay aslında onun ilahi aşka yönelmesine bir vesiledir. Bakara 216.ayette de geçtiği gibi "Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlı olabilir, buna karşılık hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, fakat siz bilmezsiniz." tam da bu duruma bir çare bu ayet. Rıza için ne kadar zor olsa da bu durum, onun dünyevilik sevdalardan vazgeçip İlah'i aşkı bulmasını sağlar.


Her insan birine gönülden bağlanmak ister, sadece ona teslim olmak ister ve her anında ulaşabileceği bir dostunun olmasını ister. Fakat bizim insanoğlu olarak en büyük hatamız aşkı hep insanlarda aramamız oldu. Oysa bizi Yaradan bize hem en iyi Dost, hem de en iyi yoldaştır. Zümer 36'da ise Rabbimiz 'Allah kuluna kafi değil mi?' der. Yanlış yollarda gezinerek mutluluğu aramak insanı mahveder, hem bu hayatımızı hem de ahiretimizi mahvedebilir. Asıl yapmamız gereken samimiyetle gönülden Allah'ı sevmek ve dinimize sımsıkı sarılmak.


– Nereye gidiyorsun, Rıza? Tamamen hazırlanmışsın.
+ Leyla’nın peşinden gidiyorum, Seyyid Yahya. Leyla’yı arıyorum.
– Leyla dün kendi ayağıyla sana gelmişti, sen gitmesine izin verdin.
+ Başka bir Leyla’yı arıyorum. Kimsenin benden alıp-götüremeyeceği. İstediğim zaman, kendisiyle konuşabileceğim, bize her şeyden daha yakın olanın.. Eğer aşık olursan, başka kimseye muhtaç olmayacağın (O Leyla’nın)..
– Allah her yerde hazırdır. Nerede kendini O’na daha yakın hissediyorsan, ona bakmalısın. Bir yetimle ilgilenince, ya da bir evsize barınak sağladığında, veya bir hasta ziyaretinde, ya da bir kırık kalbe merhem olurken..
+ İkisini birden sevemem. İnsan nasıl olur da Leyla’sız yaşar?
– Herkes Leyla’yı arıyor. Fakat, bazıları hata ediyor. Sadece Allah biliyor.

Filmin en güzel repliklerinden bir alıntı paylaşmazsam olmaz. En sevdiğim ve bana en anlamlı gelen kısım diyebilirim, çünkü  asıl amacımızı ,yani sadece gerçek Aşk'ın peşinde olmamızı, çok güzel bir yolla ifade etmişler..
Birazda filmde geçen şiirlerden de bahsetmek istiyorum, oldukça anlamlı ve güzel birçok şiirler içeriyor film. Bu tarz edebi derin şiirlerle film daha çok etkileyici ve sürükleyici bir hal alıyor.

“Ey, Aşk..! Ateşdir senin nesebin..;                                                        
Niteliğin dumandır, kaynağın ise rüzgar..
Su, tufâna dönüştü.. Toprak da küle..;
Senin kokunla ateş rüzgara karıştı…
Şirinsiz her saray, bi sütûn gibi viranedir..;
Ferhatsız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda…
Yedi nesil öteye, tüm atalarımız gâmdı..;
Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu..
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor..;
Sadece sen kalacaksın, biz hepimiz gidince…"

Herkes aşk sanatını öğrenemez..
Bu avı her avcı yakalayamaz..
Aşk kaabiliyet ister..
Hakk’ı arayana temiz bir kalp gerektir..
Aşk ilk önce maşukta belirir.
Ki, âşık, öteleri görsün.

'Yüreğim kanıyor.., ama, heyhat! Bu yaraya bir merhem yok!’


Umarım beğeneceğiniz bir film olur. Allah'a emanet olun. 
KEYİFLİ SEYİRLER :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder