26.11.2016

Sadece biraz Şükür!

Selamu aleykum arkadaşlar,
Buralara uğramayalı uzun bir zaman oldu Önermek istediğim birçok film, kitap ve yazmayı planladığım bir sürü konu var. Allah'ın izniyle öğrendiklerimi sizlere de aktarmak nasip olur :)
Haydi o zaman bir düşünceye dalalım mı beraber?  Şimdi biraz zorlayalım beynimizi düşünelim hep beraber ama öyle üstünkörü değil, derin derin düşünelim.
Bizi Yaradan'ı düşünelim, tüm kainatın sahibi olanı. Oksijeni, suyu, dağları, hayvanları, bitkileri, denizleri, her bir nimeti bize sunan Rabbi'mizi düşünelim.

"Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tesbih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd da O'na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir."(Tegabun, 1.ayet)

Peki tüm bunları göz önünde bulundurarak şöyle sorsam:
En son ne zaman Rabbi'ne içten ama en içten şekilde şükrettin?
Oysa günlük hayatımızda ne kadar da teşekkür ediyoruz. Birinden küçük bir yardım isteyince bile teşekkür eder hatta biraz da mahcup hissederiz kendimizi.
Peki Allah'ın dünyasında, Allah'ın yaratmış olduğu nimetlerden faydalanıp, Allah'ın verdiği nefesi tüketip, O'na şükretmemek nankörlük değil midir sizce?
Hala nefes alabiliyorsak umut var demektir arkadaşlar. Yaşadığımız her an için şükredebilmeliyiz. Sahip olduklarımızın değerini bilmeli, çağımızın hastalığı olan tüketim çılgınlığımızı sınırlandırmalıyız. Elimizdeki bir şeye şükredebilelim ki ikincisinde hatta üçüncüsünde veya daha fazlasında gözümüz olmasın. Şükür eden bir müslüman olabilmek için tok gözlü olmak gerek.

"Önemli olan hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır." Eflatun


Bu kadar zor olmamalı şükretmek, sadece bir kelime yetiyor Rabbi'mize olan sevgimizi mahcubiyetimizi gösterebilmek. 'Elhamdülillah' diyelim kalpten gelen bir sesle.
Hala nefes alabiliyorsak, görebiliyorsak, duyabiliyorsak şükretmemiz gereken çok şey var demektir.
Ne güzel bir zenginlik içindeyiz, farkına varabilsek aslında 'şükür' dillerimizden düşmez.

Her zaman şükredenlerden, elimizdekilerin kıymetini bilenlerden olmak nasip olur inşaallah. Allah'a emanet olun arkadaşlar. İnşaallah bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

27.10.2016

Cuma Sünnetleri

Esselamu aleykum dostlar,
Okul, kurs, dersler, ödevler derken bi süredir uğramaz oldum buralara. İnşaallah bundan sonra düzenli bir şekilde haftada bir yazmaya çalışacağım elimden geldiği kadar. Oldukça yoğun ve tempolu bir yıl Rabbim tüm öğrencilerin ve çalışanların yardımcısı olur inşaallah. Şimdi beraber bizim için mübarek bir gün olan cumanın önemine ve sünnetlerine bir göz atalım arkadaşlar:)
İslam alemi için önemli olan cuma günü Allah'ın onu hatırlamamız ve daha çok anmamız için bize sunduğu bir gündür. Öyle bir gün ki o gün yaptığımız ibadetlerimize iki kat sevap yazılmakta. Elhamdülillah öyle bir Rabbimiz var ki sırf ona daha çok yaklaşalım ve daha çok sevap kazanalım diye böyle bir günü mübarek kıldı. Ahiretimizi kurtarmak için bize bu kadar yollar sunan Allah'a şükürler olsun. O zaman bizde üstümüze düşen görevlerimizi elimizden geldiği kadar yerine getirelim kardeşlerim. Bu günü en güzel şekilde geçirmeye niyet ederek güne başlayalım. Ve önderimiz olan Peygamber efendimizi(sav) takip ederek ilerleyelim inşaallah.
"Cuma günü günah işlemeden selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer." (İmamı Gazali)
"Cumaya perşembe gününden hazırlanın."
"Cuma günü, kuşlar ve vahşi hayvanlar birbirine "Selamün aleyküm, bugün Cuma günüdür" derler."

 Sünnetler:

->Gusül abdesti almak.
(Cuma günü gusledenin günahları affolur.)
->Tırnak kesmek.
(Cuma günü tırnak kesmek şifaya sebeptir.)
->Yeni ve temiz elbise giymek.
(Günlük giyilen elbiseden başka, Cuma günleri giyilecek ayrı bir elbisenin olması ne iyidir.)
->Güzel koku sürmek.
(Ya Ali, Cuma günü güzel koku sür ve yeni elbise giy!)
->Yasin suresi okumak.
(Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir.)
->Kehf suresi okumak.
(Kehf sûresi’nin başından on âyet ezberleyen kimse deccâlden korunmuş olur.)
->Kabir ziyareti yapmak.
(Kabirleri ziyaret etmek isteyen ziyaret etsin. Çünkü kabir ziyareti bize âhireti hatırlatır.)
->Sadaka vermek.
(Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar.)
->Salavat getirmek.
(Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokca salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur.)

                                                            ..HAYIRLI CUMALAR..

12.10.2016

Allah Yakındır

Esselamu aleykum arkadaşlar,
Bugün çok sevdiğim bir filmden bahsedeceğim size. 2006 yılında çekilmiş, İran yapımı bir film. Oldukça derin anlam içermekle birlikte, mistik bir hava içinde çekilmiş bir film. Filmde bize sunulan şey; mecazi aşktan ilahi Aşk'a geçiş yolculuğudur. Film genel olarak dini yollardan yapılmış ve ayrıca edebi şiirlerle de süslenmiş.


 Ana karakterimizin adı Rıza ve filmin hikayesi onun başından geçmektedir. Rıza oldukça saf, temiz kalpli bir gençtir. Annesi ile yaşamakta ve motorsikletle taksicilik yaparak geçiniyor. Bu sırada köylerine yeni bir öğretmen gelir. O da motorsikleti ile öğretmeni gideceği okula bırakır. Daha sonra sürekli olarak 
öğretmeni evinden köy okuluna Rıza götürüp  getirmeye başlar. Bu böyle devam ederken Rıza öğretmene aşık olur. Öyle bir aşkı Rıza yemeden, içmeden kesilir ve iyice aşkından deliye dönmeye başlar. Fakat öğretmen hanım bunun farkında değildir. Ayrıca öğretmen bayanın aniden evlenmesiyle Rıza iyice deliye döner. Hayat onun için anlamsızlaşır. Rıza için kahredici gibi görünen bu olay aslında onun ilahi aşka yönelmesine bir vesiledir. Bakara 216.ayette de geçtiği gibi "Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlı olabilir, buna karşılık hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, fakat siz bilmezsiniz." tam da bu duruma bir çare bu ayet. Rıza için ne kadar zor olsa da bu durum, onun dünyevilik sevdalardan vazgeçip İlah'i aşkı bulmasını sağlar.


Her insan birine gönülden bağlanmak ister, sadece ona teslim olmak ister ve her anında ulaşabileceği bir dostunun olmasını ister. Fakat bizim insanoğlu olarak en büyük hatamız aşkı hep insanlarda aramamız oldu. Oysa bizi Yaradan bize hem en iyi Dost, hem de en iyi yoldaştır. Zümer 36'da ise Rabbimiz 'Allah kuluna kafi değil mi?' der. Yanlış yollarda gezinerek mutluluğu aramak insanı mahveder, hem bu hayatımızı hem de ahiretimizi mahvedebilir. Asıl yapmamız gereken samimiyetle gönülden Allah'ı sevmek ve dinimize sımsıkı sarılmak.


– Nereye gidiyorsun, Rıza? Tamamen hazırlanmışsın.
+ Leyla’nın peşinden gidiyorum, Seyyid Yahya. Leyla’yı arıyorum.
– Leyla dün kendi ayağıyla sana gelmişti, sen gitmesine izin verdin.
+ Başka bir Leyla’yı arıyorum. Kimsenin benden alıp-götüremeyeceği. İstediğim zaman, kendisiyle konuşabileceğim, bize her şeyden daha yakın olanın.. Eğer aşık olursan, başka kimseye muhtaç olmayacağın (O Leyla’nın)..
– Allah her yerde hazırdır. Nerede kendini O’na daha yakın hissediyorsan, ona bakmalısın. Bir yetimle ilgilenince, ya da bir evsize barınak sağladığında, veya bir hasta ziyaretinde, ya da bir kırık kalbe merhem olurken..
+ İkisini birden sevemem. İnsan nasıl olur da Leyla’sız yaşar?
– Herkes Leyla’yı arıyor. Fakat, bazıları hata ediyor. Sadece Allah biliyor.

Filmin en güzel repliklerinden bir alıntı paylaşmazsam olmaz. En sevdiğim ve bana en anlamlı gelen kısım diyebilirim, çünkü  asıl amacımızı ,yani sadece gerçek Aşk'ın peşinde olmamızı, çok güzel bir yolla ifade etmişler..
Birazda filmde geçen şiirlerden de bahsetmek istiyorum, oldukça anlamlı ve güzel birçok şiirler içeriyor film. Bu tarz edebi derin şiirlerle film daha çok etkileyici ve sürükleyici bir hal alıyor.

“Ey, Aşk..! Ateşdir senin nesebin..;                                                        
Niteliğin dumandır, kaynağın ise rüzgar..
Su, tufâna dönüştü.. Toprak da küle..;
Senin kokunla ateş rüzgara karıştı…
Şirinsiz her saray, bi sütûn gibi viranedir..;
Ferhatsız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda…
Yedi nesil öteye, tüm atalarımız gâmdı..;
Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu..
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor..;
Sadece sen kalacaksın, biz hepimiz gidince…"

Herkes aşk sanatını öğrenemez..
Bu avı her avcı yakalayamaz..
Aşk kaabiliyet ister..
Hakk’ı arayana temiz bir kalp gerektir..
Aşk ilk önce maşukta belirir.
Ki, âşık, öteleri görsün.

'Yüreğim kanıyor.., ama, heyhat! Bu yaraya bir merhem yok!’


Umarım beğeneceğiniz bir film olur. Allah'a emanet olun. 
KEYİFLİ SEYİRLER :)

24.09.2016

Allah Sevgisi


Esselamu Aleykum arkadaşlar,
Bloğumdaki ilk yazım çok heyecanlıyım. Elhamdülillah hayalimi kurduğum ve çok istediğim bir şeyi yapıyorum. Allah hepimizin gönlüne göre nasip etsin her şeyi inşaallah. Evet şimdi biraz Allah'tan konuşalım dostlar. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki maalesef insanların çoğu umursamaz ve aslında bomboş yaşıyor bu dünyayı. Dünya'ya sanki gezip, tozmak, çalışıp, para kazanmak için gelmişler gibi. Oysaki hayat bundan ibaret değil, bunların dışında aslında en önemli bi görevimiz var ki çoğu kişinin farkında olmadığı ya da farkına varmak istemedikleri bir görev. Her şeyi bir kenara bırakıp şöyle bir düşünsek derin derin.. Allah bize bu güzel yaşamı sunmuş sayısız nimetlerle birlikte ve bizden istediği sadece Ona iyi bir kul olabilmemiz.

"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün art arda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. "
(Ali imran suresi, 190) 

Bize verilen şu en güzel şey olan aklımızı bir kullanabilsek, dünyadaki sorumluluklarımızı en iyi şekilde kavrardık şüphesiz. Ne diyor Socrates, "sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez". Aslında bir düşünsek ne hikmetler var çevremizdeki her şeyde. Hayatın amacını bilir ona göre yaşardık ve o zaman dünya hayatı o kadar da zor görünmezdi gözümüze. Allahu Teala kendisine karşı iyi bir kul olmamızı ister oysa O ganidir.(buna muhtaç değildir.)
Fakat bizim buna ihtiyacımız vardır çünkü insanlar olarak biz zayıf yaratıldık ve Allah kendisine kulluk etmemizi ve yükümüzü hafifletmek ister.

 "Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz, ama O hiç kimseye, hiçbir şeye muhtaç değildir ve O övülmeye çok layıktır."(Fatır suresi, 15)

Çok şükür öyle bi Rabbimiz var ki bizi muazzam bir şekilde yaratmış, bize bir yaşam sunmuş ve bunun devamında da bize ne güzel kolaylıklar sunuyor tabi bunu görebilene ne mutlu. Biz Onun birtanesiyiz, düşünsene her şeyin sana özel senden aynısı yok dünyada.  Bizi en iyi şekilde tanıyan, bizi en iyi bilen O, içinden geçenleri dahi her şeyi işitir. Yardıma muhtaç olduğunda bir dua kadar uzağındadır veya sevindiğin zaman şükrettiğin an kadar yakın. Ne güzel bir Dost hep bizimle beraber her anımızda. Dertleş, içini dök Ona ne zaman istersen, O seni işitir ve sana hayırlı kapılar açacaktır mutlaka. Ve sonra usulca de ki: Hasbunnallah ve ni'mel vekil.(Rabbim bana yeter, O ne güzel vekildir.)
Ardından kalbin huzurla atacak, yerinde duramayacaksın sübhanallah nasıl bir şey bu diyeceksin. Gönlümde senin sevgin varken susmak ne zormuş diyeceksin. Onu herkese anlatabilmek başkalarınında bu huzuru mutluluğu yakalayabilmesini isteyeceksindir.
O zaman hadi dostlar şu ölümlü dünya için harcamayalım tüm yaşamımızı farkına varalım her şeyin ve sadece Allah'ın rızasını kazanmak için çabalayalım. Ancak bu şekilde kurtuluşa erebiliriz. Bismillah de ve bir adım at bakim nasıl kolaylaşıyor her şey. Her zaman bu yolda olabilmek amacıyla çabalamayı elden bırakmayalım inşaallah. Allah'a emanet olun.

"Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir zira yaklaşırım, o bana bir zira' yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim." (Buhari)