17.01.2017

Fe Eyne Tezhebun?

Şöyle bir geri çekilelim hayattan, bi kenara atalım her şeyi sadece beş dk. Soralım bi kendimize nereye bu gidişimiz?
Yaşamımızın, hedeflerimizin en önemlisi çabalarımızın amacı ne?
Peki bu çabalarımızın sonuçları bizi ne kadar mutlu edecek?
Belki bir gün, bir saat veya yarım saat sürecek, ne fazla ne de az. Evet mutlu olduk çok şükür kısa sürede olsa. Peki ya sonra?
Yine aynı hengame devam eder, yeni hedeflerimiz yön verir hayatımıza.
Hep bir amaca ulaşma yolunda farkına varmadan içimizdeki benliğimizi, özümüzü kaybediyoruz. Oysa, hiç tanıma fırsatı vermedik kendimizi tanımaya. Hep başkalarının yönlendirmesiyle yol bulup şekil aldık. Böyle gelip geçti yaşamımız. Bizim yaşadığımız fakat bize ait olmayan bir yaşam şekli çıktı karşımıza.
Bir daha soralım kendimize o zaman, bu gidişimiz nereye?
Bizi Yaradan'ın rızasına göre mi, yoksa çevremizdekilerin isteklerine göre mi yaşıyoruz?
Kimin tarafından sunuldu bu hayat bize ki bu kadar umursamaz yaşıyoruz?
Nankörüz hemde çok..Bize bu hayatı verene bi şükür etmekten bile aciziz.
Bi bakabilsek şu evrene, hiçbir şeyin boş olmadığını görürdük eğer bakmayı bilseydik..
Açık gözlerle gerçeği görebilmek duasıyla Allaha emanet olun.
"Sen Allah ile beraber olunca,
O, daima varlığının işaretlerini
Sana hissettirir.." Malcom X


5.01.2017

SUS EY NEFSİM!

Selamun aleykum dostlar,
Şuana kadar hiç içinizdeki sesi sorgulamak geldi mi aklınıza?
Ben hep merak ederdim bu sesi, bazen bu seslerin benim düşüncelerim olduğunu düşünüp üzülürdüm. Fakat Fatih Duman'ın ENE kitabını okuduktan sonra nefsin ne olduğu, bizi nasıl etkilediği hakkında azda olsa bilgi sahibi oldum çok şükür. Şimdi öğrendiklerimden biraz size de bahsetmek istiyorum.

Aslında Kur'an-ı Kerim'de bir çok yer de nefs geçmekte, ayrıca Rabbimiz bize nefsimize uymaktan ve ona kapılmaktan kendinizi koruyun diyor. Öyle bir şey ki nefs, birkaç kere önem verdi mi insan kölesi olarak bulur kendini. Bir bakmışsın hayatın, davranışların hatta düşüncelerin senin olmaktan çıkmış, sen ise nefsinin hizmetçisi olmuşsun.
Ne kadar tanıyorsunuz içinizdeki sizi?
Nefs, dediğimiz şey bizi daima kötülüğe çağıran sestir. Çok yakınımızdadır aslında ama hissettirmez kendini.Yusuf Suresi'nde de geçtiği gibi "Muhakkak ki nefs, daima kötülüğü emreder." Kibir, nefret, kıskançlık, şöhret, mal sevgisi, öfke, şehvet, ve yalan gibi şeyler nefsin tehditleridir.
"En büyük cihat nefs ile yapılan cihattır."
Bu kitap ile nefsimi sorgulamaya başladım, yazarın güzel örnekleriyle içimdeki sesi yakından tanıma fırsatı buldum.  Bizimle yaşar ve biz öldüğümüzde son bulur nefsimizde. Bu yüzden hayat boyu onunla yaşamak ve onu terbiye etmek için çaba harcamalı insanoğlu. Nefsi emmare(kötü nefs)den nefsi kamile(kemale ermiş nefs) etmeliyiz içimizdeki sesi.
Kendi nefsinizle mücadele ederken, kitap da bir de kadı'nın nefs yolculuğuna eşlik edeceksiniz. Kadı bu yolda kendini törpülerken sizde onunla birlikte biraz daha arındığınızı hissedeceksiniz inşaallah.

Nefsin bizi ele geçirmesini önlemek için onu iyi tanımalıyız hem de çok iyi. Ve ilk olarak kendimizi bilmeliyiz. Kendini bilen insan, içinden geçen kötü düşüncelerin kendisine ait olmadığını da bilir. Böylece nefse de önem vermez onu bastırır, hatta bastırmakla kalmaz terbiye yoluna yürür. Ki bu da en zor bir o kadar da huzura götüren yoldur.
Ayrıca Allah'ı anmalıyız bol bol. Zikirde bulunmak çok önmli. Ne zaman içimiz daralsa zikirde bulunalım, Allah'ı analım, O'nu hatırlayalım.
Ve Bizim uğrumuzda (nefsleri ile ve Allah’ın düşmanları ile) cihad edenleri, mutlaka Bizim yollarımıza (Sıratı Mustakîmler’e) hidayet ederiz (ulaştırırız). Ve muhakkak ki Allah, mutlaka muhsinlerle beraberdir.(Ankebut,69)

Nefsimize zor gelen şeylerden her zaman kaçınmak gerek ve onlara önem vermemiz gerekir. Biliyorum ki çok zor hemde çok. Fakat Peygamber efendimiz der ki; nefsine zor gelen hakkında hayırlı olandır. O zaman her şey kolaylaşır, zorluklar diz çöker insanın önünde eğer ki insan yolunu bilirse.
İnşaallah sizinde okumaktan lezzet alacağınız bir kitap olur. Kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun..
Kitabın arka kapağından:

Bir ses var insanın içinde... Hiç susmayan, hep konuşan...

Şimdi sus ve kendini dinle kâri. Dinle ki hâlâ sesler geliyor içinden. Sussan da susamıyorsun. Durduramıyorsun içinden gelen bu sesi. İsmine “nefs” diyorlar. Diler misin bu kez biz konuşalım o içimizdeki nefsle? Aşk diyarına Hüdâyî kapısından girip nefs ile cenk edelim ister misin?

Şimdi nefsinle konuşacağın bir hikâye anlatacağım sana kâri. Nefsinin konuşacağı bir hikâye... Sen de ki “hayal,” ben diyeyim ki “muhal, imkânsız.” Lakin şunu bil; ben inandım ki içimize bunları düşüren dahi nefsimizdir. Bizi durduran ve kandıran da nefsimizdir. Ve hatta şu anda içinde bir ses varsa ve “Okuma bu kitabı, bırak” diyorsa sana, inan ki o da nefsinin sesidir.
Hem her kitap bir kişi için yazılır kâri. Belki de bu kitap yalnızca senin için yazılmıştır...