27.02.2017

Hz.Peygamber(sav)'in Sevdiği Gençler

Hayırlı günler arkadaşlar,
Bahar aylarını karşılamak üzereyken kışın son günleriyle vedalaşıyoruz. Bahar'ın heyecanı şimdiden sardı dört bir yanımı. Sizde benim gibi Bahar mevsiminin aşığı mısınız?
Umuyorum iyisiniz sevgili dostlar. Sizlere bu sefer Muhammed Emin Yıldırım Hoca'dan  dinlediğim Peygamber(sav) Efendimizin sevdiği gençler hakkındaki sohbetinden aldığım notlarımı paylaşacağım inşaallah.
(Resulum) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsunuz bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Ali İmran,31)
Kur'an-ı Kerim'i en güzel şekilde yaşayabilmenin yolu Peygamber Efendimiz'in izninden gitmek ve Onun ilerlediği yollardan Onu takip ederek ilerlemektir. Onun davranışlarını uyguladığımız gibi öğütlerine de kulak verip hayatımıza geçirmeliyiz. Özellikle bunu gençken yapmak ve kendimizi bu yönde eğitmek bizim için daha hayırlı olacaktır. Hem ibadet hem de ahlak yönünden örnek alacağımız tek önder olarak Onu hayatımızın bir parçası yapalım tıpkı Kur'an-ı Kerim gibi.
Resulullah (sav):
1)İmanı iyice öğrenen ve iman esaslarını iyice içselleştiren gençleri sever.
2)İlim yolunda yürüyen ve ilmi dünyanın en büyük kazancı olarak gören genci sever.
3)İradesini güçlendiren ve iradesinin hakkını veren genci sever.
4)İbadeti kendinde aşka dönüştüren ve ibadeti ihlas üzere yapan genci sever.
5)İstiğna(gönül zenginliği) hayatının esası kılan ve istiğna duygusunu her daim diri tutan genci sever.
6)İstikrarı elden bırakmayan ve hedefine varmak için istikrarı sağlayan genci sever.
7)İstikamet(doğru olmak)ı bir çizgi olarak benimseyen ve istikameti zor olsa da tesis etmeye çalışan genci sever.
8)İffeti bir elbise olarak giyinen ve o iffet elbisesini korumaya çalışan genci sever.
9)İkram etmeye bayılan ve ikram ettikçe başkalarını sevindiren genci sever.
10)İtidali elden bırakmayan ve her türde aşırılığa hayır diyen itidali muhafaza etmeye çalışan genci sever.
İtidal:Her türlü aşırılıktan uzak durup, her işi doğru şekilde ve doğru zamanda yapmak.

Ayrıca sohbeti dinlemek isteyenler buraya tıklayabilir.

Yaşadığımız bu ahir zamanda Peygamber Efendimizin öğütlerini bir ilke edinelim inşaallah. Hayatımıza bu şekilde yön verelim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere Allah'a emanet olun :)

3.02.2017

1 Ayet 1 Hadis

Selamu aleykum,
Aradan geçen uzun zamandan sonra yazıyorum tekrardan..
İnşallah iyisinizdir görüşmeyeli.
Hayat öyle bir tempoyla koşturuyor ki bizi iyi olup olmadığımızı bile anlayamadan anlık değişiyor bazen duygularımız.
Dünya hayatı işte zorluk, sıkıntı, imtihan yeri,
Kapılıyoruz tüm benliğimizle bu dünyanın büyüsüne,
Halbuki Rabbimiz bizi uyarıyor,
Bu dünyaya kapılmamamız gerektiğini söylüyor.
Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı! (Ankebut, 64)
Bu ayeti hayatımızın merkezine yerleştirebilsek öyle bir güzelleşecek ki yaşamımız.
Bi yaşayabilsek Rabbimizin bizden istediği gibi..
Bu ayet bu ay ki ayetimiz olsun inşallah, kendimize hep bu ayeti hatırlatalım arkadaşlar.
Hatta bir kağıda yazıp odamıza asarak sürekli okuma fırsatı oluşturabiliriz kendimize.
Bu ay ki hadisimizi de not alalım hemen;
Ebu Hureyre(ra) rivayet ettiğine göre Resulullah(sav) şöyle buyuruyor,
"Sizden biriniz malda ve yaratılışta kendisinden daha üstününü gördüğünde, kendisinden daha aşağıda olana baksın."
Toplumdaki kıskançlığı ve hasedi giderecek bir hadisi şerif ile beraberiz bu ay arkadaşlar.
Sahip olduklarımıza şükretmek için sürekli aklımıza getirmemiz gereken bir hadis.
O zaman bismillah deyip başlayalım hep beraber ayetlere ve hadislere göre yaşamaya.
Bu yolda sıkı sıkı Kur'an-ı Kerime sarılalım ve Peygamber Efendimizin izinde ilerleyelim inşaallah.
Allah'a emanet olun bir sonraki yazıda buluşmak üzere :)



17.01.2017

Fe Eyne Tezhebun?

Şöyle bir geri çekilelim hayattan, bi kenara atalım her şeyi sadece beş dk. Soralım bi kendimize nereye bu gidişimiz?
Yaşamımızın, hedeflerimizin en önemlisi çabalarımızın amacı ne?
Peki bu çabalarımızın sonuçları bizi ne kadar mutlu edecek?
Belki bir gün, bir saat veya yarım saat sürecek, ne fazla ne de az. Evet mutlu olduk çok şükür kısa sürede olsa. Peki ya sonra?
Yine aynı hengame devam eder, yeni hedeflerimiz yön verir hayatımıza.
Hep bir amaca ulaşma yolunda farkına varmadan içimizdeki benliğimizi, özümüzü kaybediyoruz. Oysa, hiç tanıma fırsatı vermedik kendimizi tanımaya. Hep başkalarının yönlendirmesiyle yol bulup şekil aldık. Böyle gelip geçti yaşamımız. Bizim yaşadığımız fakat bize ait olmayan bir yaşam şekli çıktı karşımıza.
Bir daha soralım kendimize o zaman, bu gidişimiz nereye?
Bizi Yaradan'ın rızasına göre mi, yoksa çevremizdekilerin isteklerine göre mi yaşıyoruz?
Kimin tarafından sunuldu bu hayat bize ki bu kadar umursamaz yaşıyoruz?
Nankörüz hemde çok..Bize bu hayatı verene bi şükür etmekten bile aciziz.
Bi bakabilsek şu evrene, hiçbir şeyin boş olmadığını görürdük eğer bakmayı bilseydik..
Açık gözlerle gerçeği görebilmek duasıyla Allaha emanet olun.
"Sen Allah ile beraber olunca,
O, daima varlığının işaretlerini
Sana hissettirir.." Malcom X


5.01.2017

SUS EY NEFSİM!

Selamun aleykum dostlar,
Şuana kadar hiç içinizdeki sesi sorgulamak geldi mi aklınıza?
Ben hep merak ederdim bu sesi, bazen bu seslerin benim düşüncelerim olduğunu düşünüp üzülürdüm. Fakat Fatih Duman'ın ENE kitabını okuduktan sonra nefsin ne olduğu, bizi nasıl etkilediği hakkında azda olsa bilgi sahibi oldum çok şükür. Şimdi öğrendiklerimden biraz size de bahsetmek istiyorum.

Aslında Kur'an-ı Kerim'de bir çok yer de nefs geçmekte, ayrıca Rabbimiz bize nefsimize uymaktan ve ona kapılmaktan kendinizi koruyun diyor. Öyle bir şey ki nefs, birkaç kere önem verdi mi insan kölesi olarak bulur kendini. Bir bakmışsın hayatın, davranışların hatta düşüncelerin senin olmaktan çıkmış, sen ise nefsinin hizmetçisi olmuşsun.
Ne kadar tanıyorsunuz içinizdeki sizi?
Nefs, dediğimiz şey bizi daima kötülüğe çağıran sestir. Çok yakınımızdadır aslında ama hissettirmez kendini.Yusuf Suresi'nde de geçtiği gibi "Muhakkak ki nefs, daima kötülüğü emreder." Kibir, nefret, kıskançlık, şöhret, mal sevgisi, öfke, şehvet, ve yalan gibi şeyler nefsin tehditleridir.
"En büyük cihat nefs ile yapılan cihattır."
Bu kitap ile nefsimi sorgulamaya başladım, yazarın güzel örnekleriyle içimdeki sesi yakından tanıma fırsatı buldum.  Bizimle yaşar ve biz öldüğümüzde son bulur nefsimizde. Bu yüzden hayat boyu onunla yaşamak ve onu terbiye etmek için çaba harcamalı insanoğlu. Nefsi emmare(kötü nefs)den nefsi kamile(kemale ermiş nefs) etmeliyiz içimizdeki sesi.
Kendi nefsinizle mücadele ederken, kitap da bir de kadı'nın nefs yolculuğuna eşlik edeceksiniz. Kadı bu yolda kendini törpülerken sizde onunla birlikte biraz daha arındığınızı hissedeceksiniz inşaallah.

Nefsin bizi ele geçirmesini önlemek için onu iyi tanımalıyız hem de çok iyi. Ve ilk olarak kendimizi bilmeliyiz. Kendini bilen insan, içinden geçen kötü düşüncelerin kendisine ait olmadığını da bilir. Böylece nefse de önem vermez onu bastırır, hatta bastırmakla kalmaz terbiye yoluna yürür. Ki bu da en zor bir o kadar da huzura götüren yoldur.
Ayrıca Allah'ı anmalıyız bol bol. Zikirde bulunmak çok önmli. Ne zaman içimiz daralsa zikirde bulunalım, Allah'ı analım, O'nu hatırlayalım.
Ve Bizim uğrumuzda (nefsleri ile ve Allah’ın düşmanları ile) cihad edenleri, mutlaka Bizim yollarımıza (Sıratı Mustakîmler’e) hidayet ederiz (ulaştırırız). Ve muhakkak ki Allah, mutlaka muhsinlerle beraberdir.(Ankebut,69)

Nefsimize zor gelen şeylerden her zaman kaçınmak gerek ve onlara önem vermemiz gerekir. Biliyorum ki çok zor hemde çok. Fakat Peygamber efendimiz der ki; nefsine zor gelen hakkında hayırlı olandır. O zaman her şey kolaylaşır, zorluklar diz çöker insanın önünde eğer ki insan yolunu bilirse.
İnşaallah sizinde okumaktan lezzet alacağınız bir kitap olur. Kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun..
Kitabın arka kapağından:

Bir ses var insanın içinde... Hiç susmayan, hep konuşan...

Şimdi sus ve kendini dinle kâri. Dinle ki hâlâ sesler geliyor içinden. Sussan da susamıyorsun. Durduramıyorsun içinden gelen bu sesi. İsmine “nefs” diyorlar. Diler misin bu kez biz konuşalım o içimizdeki nefsle? Aşk diyarına Hüdâyî kapısından girip nefs ile cenk edelim ister misin?

Şimdi nefsinle konuşacağın bir hikâye anlatacağım sana kâri. Nefsinin konuşacağı bir hikâye... Sen de ki “hayal,” ben diyeyim ki “muhal, imkânsız.” Lakin şunu bil; ben inandım ki içimize bunları düşüren dahi nefsimizdir. Bizi durduran ve kandıran da nefsimizdir. Ve hatta şu anda içinde bir ses varsa ve “Okuma bu kitabı, bırak” diyorsa sana, inan ki o da nefsinin sesidir.
Hem her kitap bir kişi için yazılır kâri. Belki de bu kitap yalnızca senin için yazılmıştır...